Batı kıyısındaki illerde yüksek düzeyde vergi kaçakçılığının yaşandığına dikkat çeken Güngör, jet sosyetenin de emlak edinme yarışında olduğunu belirtti.
“Farklı Fiyat Aralıkları Gözlemleniyor…”
Son günlerde dikkatimi çeken bir haber vardı. Bodrum’da satılık ev fiyatları 550 milyon TL’ye kadar yükselmiş… Neredeyse Monako’nun şatolarıyla aynı fiyata sahip…
Anlam veremediğimiz bir durum söz konusu. Aynı durum İzmir’in popüler tatil ilçesi Çeşme için de geçerli. En düşük fiyatlar 13 milyon TL’den başlıyor. Alaçatı ise daha da yüksek bir seviyede. Ev fiyatları 20 milyon TL’nin altına düşmüyor… Bu konutlar kiralanmak istendiğinde ise 150 bin TL’den 7 milyon TL’ye kadar talep ediliyor.
Fakat bu evlerin birçoğunun tapu kaydında beyan edilen değerleri nedir derseniz…
Birkaç örnek üzerinden araştırma yaptım. 100 bin TL olarak beyan edilenler de mevcut, 1 milyon TL’ye kadar çıkanlar da…
Üstelik bunlar, isim vermeyeceğim fakat jet sosyetesinin de ev almak için yarıştığı pek çok sitede bulunuyor.
Vergi Kaçakçılığının Boyutları…
Durumu tahmin edebiliyorsunuz, bu durum vergi kaçakçılığının ne kadar büyük boyutlara ulaştığını gösteriyor.
Bildiğiniz gibi, bir gayrimenkulün tapu değeri üzerinden alıcı ve satıcı emlak vergisi ödüyor. Bu yüzden gelir vergisini düşürmek ve daha düşük tapu harcı ödemek için evin satış değeri gerçekte olduğundan daha düşük gösteriliyor. Gayrimenkul sektöründe uzun süredir devam eden en temel sorunlardan biri budur. Tapu değeri beyanı konusundaki bu zorluk, devleti yakından ilgilendiren bir durum olan tapu harçlarını da etkiliyor.
Düşük Beyanın Etkisi…
Neden mi?
Çünkü, tapu beyan değerine göre yüzde 4 oranında tapu harcı ödemeniz gerekiyor. Yasal olarak yüzde 2’si alıcı, yüzde 2’si satıcı tarafından ödeniyor. Daha düşük bir tapu harcı ödemek için satış değeri düşük beyan edilirse, Maliye Bakanlığı vergi kaybına uğrar. Çünkü gerçek değer ile beyan edilen değer arasındaki fark büyüdükçe, ödenmesi gereken harç miktarı azalır. Harç miktarı, değere göre belirlendiğinde, satış bedelinin yüzde 50 oranında düşük beyan edilmesi, harç miktarının yarı yarıya düşmesi anlamına gelir. Bu durumda harç miktarı yüzde 50 azalır.
Çözüme Ulaşmayan Sorun…
Neden mi?
Çünkü, tapuda beyan edilen bedel ile gerçek satış bedeli arasındaki farkı kontrol etmek için devletin RADAR sistemi kuruldu. Ancak sorunun daha da karmaşık olduğu ortaya çıktı. Buna rağmen, Hazine ve Maliye Bakanlığı Risk Analizi Genel Müdürlüğü tarafından oluşturulan RADAR sistemi devreye girdi. Hatta 80 bin mükellefin RADAR sistemi tarafından incelendiği söylendi. Fakat bu mükelleflerin gerçek beyanda bulunup bulunmadığı ya da bu mükelleflere herhangi bir yaptırım uygulanıp uygulanmadığı belli değil. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 371. maddesi uyarınca yanlış beyanda bulunulduğunu kabul eden mükellef, pişmanlık dilekçesi vererek eksik harç ödemesi talebinde bulunabilir. Dilekçe verildiğinde eksik ödenmesi gereken tutarın yüzde 25’i kadar olan cezai bedel ödenmez. Pişmanlık bedeli de oldukça düşük miktarlardan oluşur.
Tapu Değer Beyanı Sorunu Devam Ediyor…
Özetle, tapu değeri beyanı sorunu hala tam anlamıyla çözülememiş durumda. Bana göre, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yasal düzenlemelerle bu konuya el atması gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yeni bir vergi reformu sinyali verdiği bir dönemde, bu konuda sıkı denetimler başlatılabilir ve vergi kaçakçılarına caydırıcı cezalar getirilebil